OECD, Türkiye Ekonomisi İçin 2025 Büyüme Tahminini Yükseltti: Enflasyonla Mücadele Sürecek


Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), Türkiye için 2025 büyüme beklentisini yukarı yönlü güncelledi. Raporda enflasyonun ılımlı seyretmesi beklenirken, mevcut sıkı para politikasının sürdürülmesinin gerekliliğine dikkat çekildi.


OECD Türkiye raporu: Büyüme yukarı, enflasyon inmeden gevşeme yok

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), 2025 yılına yönelik ekonomik görünüm raporunda Türkiye ekonomisine dair dikkat çekici değerlendirmelere yer verdi. Rapora göre Türkiye’nin 2025 yılı büyüme tahmini yukarı yönlü revize edilirken, enflasyonla mücadelede Merkez Bankası’nın sıkı para politikasının sürdürülmesi gerektiği vurgulandı.

OECD’nin Nisan ayı güncellemesine göre Türkiye ekonomisinin 2025 yılında %3,4 oranında büyümesi bekleniyor. Bu oran, bir önceki tahminde belirtilen %2,9’luk büyüme beklentisinin üzerine çıkıyor.


Büyüme tahmini neden yükseltildi?

OECD, Türkiye’de iç talebin dayanıklılığı, ihracatın toparlanması ve turizm gelirlerinin güçlü seyrini büyüme beklentisinin revize edilmesinde etkili faktörler olarak gösterdi. Özellikle hizmet sektöründeki toparlanma ve sanayi üretimindeki artış, 2025 yılına daha iyimser bir ekonomik tabloyla girilmesini sağladı.

Kuruluş, 2024 yılı için büyümenin %3 seviyesinde kalacağını, 2025’te ise yatırım harcamaları ve dış talebin daha güçlü bir etki yaratacağını öngörüyor.


Enflasyonla mücadele vurgusu: Para politikası kararlılıkla sürmeli

Raporda Türkiye’nin en büyük ekonomik sorunlarından biri olarak yüksek enflasyon öne çıkarıldı. 2024 yılı boyunca çift hanelerde seyreden enflasyonun, 2025 ortalarından itibaren %20’li seviyelere gerilemesi bekleniyor. Ancak bu iyileşmenin gerçekleşebilmesi için para politikalarının tavizsiz bir şekilde sürdürülmesi gerektiği belirtildi.

OECD’ye göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz artırımlarına devam ederek fiyat istikrarını sağlamaya yönelik adımlarının sürdürülebilir olması kritik önem taşıyor.

Ayrıca, mali disiplinden sapmadan uygulanan bütçe politikalarının da enflasyon üzerindeki baskıyı azaltmada tamamlayıcı rol üstleneceği ifade edildi.


Yatırım ortamı iyileşiyor, ancak riskler sürüyor

Rapor, Türkiye’de son dönemde uygulanan ekonomi politikalarının özellikle yabancı yatırımcılar nezdinde güven tazelediğini belirtiyor. CDS risk primindeki düşüş ve artan portföy girişleri, yatırım ortamında toparlanma sinyalleri olarak değerlendiriliyor.

Ancak hâlâ bazı iç ve dış risklerin sürdüğü vurgulanıyor:

  • Küresel faiz oranlarının yüksek seyretmesi
  • Jeopolitik tansiyonlar (Orta Doğu ve Rusya-Ukrayna hattı)
  • Kur oynaklığı
  • Yapısal reformların yavaş ilerlemesi

Bu faktörlerin, Türkiye’nin büyüme potansiyelini sınırlayabileceği ve yatırım akışlarında dalgalanmalara neden olabileceği değerlendiriliyor.


İstihdamda toparlanma sürüyor

OECD, Türkiye’de iş gücü piyasasında da olumlu bir tabloya işaret ediyor. Özellikle genç işsizliğinde görülen düşüş ve kadın istihdamındaki artış, pozitif gelişmeler arasında gösteriliyor.

2025 yılı itibarıyla istihdamın büyüme hızına paralel olarak genişlemeye devam edeceği, işsizlik oranının ise %8,5 seviyelerine kadar gerileyebileceği öngörülüyor. Ancak kayıt dışı istihdamın hâlen ciddi bir sorun olmaya devam ettiği ve bu konuda yapısal reformlara ihtiyaç duyulduğu ifade ediliyor.


Yapısal reform çağrısı: Eğitim ve verimlilik öncelikli olmalı

OECD’nin değerlendirmesinde Türkiye için sadece makroekonomik değil, aynı zamanda yapısal adımların da elzem olduğu belirtiliyor. Özellikle eğitim kalitesinin artırılması, mesleki eğitimin güçlendirilmesi ve kadınların iş gücüne katılımının teşvik edilmesi gibi başlıklar ön plana çıkıyor.

Verimlilik artışının sağlanması, özel sektörün daha fazla dijitalleşmesi ve ihracat tabanının genişletilmesi de uzun vadeli büyüme için kritik görülüyor.


Türkiye’nin OECD genelinde konumu

OECD raporuna göre Türkiye, üye ülkeler arasında büyüme potansiyeli açısından üst sıralarda yer alıyor. Ancak fiyat istikrarı, hukuk güvenliği ve reform temposu gibi alanlarda göstergelerin geliştirilmesi gerektiği belirtiliyor.

Raporda Türkiye’nin, potansiyelini gerçekleştirebilmesi için öngörülebilir politikalarla yatırımcı güvenini artırmaya devam etmesi gerektiği vurgulanıyor.

Ayrıca enerji ve yeşil dönüşüm konularında atılacak adımların, ülkenin ihracat yapısını dönüştürmede büyük rol oynayacağına işaret ediliyor.

Back To Top