Türkiye, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ardından Trakya ve Sinop’a odaklandı. Yeni projeler için dört ülke ile ön görüşmeler başladı. En kritik şart ise teknoloji kadar “yerli katkı” oranı.
Akkuyu’nun Ardından Yeni Nükleer Hamleler Başlıyor
Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesinde sona yaklaşılırken, gözler şimdi Trakya ve Sinop’ta planlanan yeni santral projelerine çevrildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye’nin enerji arz güvenliğini sağlama hedefi doğrultusunda nükleer yatırımlara hız kesmeden devam ediyor.
Bu kapsamda, Trakya ve Sinop’a kurulması planlanan nükleer santraller için Japonya, Güney Kore, Rusya ve Çin ile temas kurulduğu bildirildi. Görüşmelerde teknoloji transferi, çevresel sürdürülebilirlik ve en önemlisi “yerli üretim oranı” üzerinde duruluyor.
Yerlilik Vurgusu Ön Planda
Enerji Bakanlığı’nın yeni projelere ilişkin en büyük şartı, yerli katkı oranının artırılması. Akkuyu’da yerli katkı yaklaşık %40 seviyelerinde planlanmışken, yeni santrallerde bu oranın daha yukarılara çekilmesi hedefleniyor.
Yerli firmaların, tedarik zincirine aktif katılım sağlaması ve teknolojinin sadece alımı değil üretimi için de altyapı geliştirilmesi planlanıyor.
Trakya ve Sinop İçin Planlanan Kapasiteler
Henüz resmi olarak açıklanmasa da, kulis bilgilerine göre her iki santral için de 4’er üniteden oluşacak 1.200 MW’lık reaktörler planlanıyor. Toplamda yaklaşık 9.600 MW’lık yeni nükleer üretim kapasitesi, Türkiye’nin 2050 yılına kadar olan enerji projeksiyonunda kritik rol oynayacak.
Ayrıca Trakya’daki santral için çevresel etki değerlendirme (ÇED) sürecinin ön hazırlıkları başlatılmış durumda.
Görüşme Halinde Olunan Ülkelerin Avantajları
Türkiye’nin nükleer ortaklık için görüştüğü ülkelerin her birinin projeye sunabileceği farklı avantajlar bulunuyor:
- Japonya: Deprem güvenliği ve ileri reaktör teknolojisinde dünya lideri
- Güney Kore: Hızlı inşa süreçleri ve yüksek güvenlikli tasarımlar
- Rusya: Akkuyu modeli ile mevcut iş birliğini devam ettirme kapasitesi
- Çin: Uygun maliyetli teknoloji ve finansman desteği
Bu çerçevede, tercih edilecek modelin sadece ekonomik değil, jeopolitik denge açısından da stratejik olacağı değerlendiriliyor.
Nükleer Enerjide Uzun Vadeli Hedef: 20.000 MW
Türkiye, enerjide dışa bağımlılığı azaltma hedefi doğrultusunda 2050’ye kadar toplam 20.000 MW’lık nükleer üretim kapasitesi oluşturmayı planlıyor. Bu da yaklaşık üç büyük santral daha anlamına geliyor.
- Akkuyu (Mersin): 4.800 MW (devreye alma süreci başladı)
- Sinop: Planlama aşamasında, ÇED hazırlıkları başlıyor
- Trakya: Stratejik yer tespiti ve teknik analiz süreci devam ediyor
Enerji Dönüşümünde Nükleerin Rolü Büyüyor
Karbonsuz üretim hedefi ve iklim değişikliğiyle mücadelede nükleer enerji, Türkiye’nin enerji dönüşümünde kilit rol oynuyor. Yenilenebilir kaynaklarla baz yük üretimi arasında denge kuracak nükleer santraller, ileri teknoloji yatırımları açısından da stratejik önem taşıyor.
Trakya ve Sinop özelinde nükleer projeler ilerledikçe, ihale süreçleri, ortaklık modelleri ve finansman detayları da netleşecek. İlgili gelişmelerde yeni içerik ihtiyacın olursa başlığı paylaşman yeterli. Hazırım.